TR
  • English
  • Türkçe
  • русский язык
  • українська
  • Deutsch
  • العربية
  • español, castellano
  • Français
  • 中文 (Zhōngwén), 汉语, 漢語
  • فارسی
  • gör

    Kayseri

    Kültepe (Kaniş-Karum) Örenyeri

    Kayseri tarihini 6 bin yıl önceye dayandıran belgelerin gün ışığına çıkarıldığı Kültepe, Kayseri merkeze 21 kilometre uzaklıktadır. Hititlerin Anadolu’da kurduğu ilk kentin kalıntısı olan höyük ve onu saran Karum’dan oluşan Kültepe Ören Yeri’nde yönetim binalarının, dini yapıların, ev, dükkân ve atölyelerin kalıntıları görülmektedir. Asurların kurduğu büyük ticaret kolonileri karumların merkezi Kültepe’deki Karum’du ve diğer karumları yönetiyordu. Kültepe, Anadolu’daki ilk yazılı tabletleri barındırması ve dünyanın ilk organize ticaret merkezi olmasıyla ön plana çıkmaktadır. Asur çivi yazısı ile yazılan bu tabletlerde, dönemin siyasi ve hukuki ilişkilerini gösteren mektuplar, senetler, mühürler ve anlaşma metinleri vardır. Söz konusu tabletler 2015 yılında Unesco Dünya Belleği listesine alınmıştır.

    Arkeoloji Müzesi

    6000 yıllık tarihinde birçok medeniyete ev sahipliği yapan Kayseri’nin ilk çağlarına ışık tutmakta olan Kayseri Müzesi, başta Asur kolonilerinden olan Kaniş Karum yerleşkesinde bulunanlar olmak üzere yüzlerce eserin sergilendiği zengin koleksiyona sahip bir müzedir. Kayseri İç Kalesi içerisine taşınan müze binası modern ve teknolojik altyapısı ile ziyaretçilerine asırlar öncesine seyahat etme imkanı da vermektedir.

    Saat Kulesi

    Saat Kulesi II. Abdülhamit’in emri ve Kayseri Mutasarrıfı Haydar Bey’in desteği ile 1907 yılında Tavlusunlu Salih Usta’ya yaptırılmıştır. Kuleyi kapatan sivri piramidal külah kısmında dikdörtgen bir açıklık ve bunun içinde de saat çanı bulunmaktadır. Mustafa Kemal Atatürk, Kayseri’ye geldiğinde Kayseri halkına burada hitap etmiştir.

    Etnografya Müzesi (Güpgüpoğlu Konağı)

    Kayseri evlerinin en eskisi ve en iyi korunanı olan Güpgüpoğlu Konağı, ilk olarak 1419-1497 yılları arasında inşa edilmiş, 18. yüzyıla kadar devam eden ekleme ve değişikliklerle genişletilmiştir. Konak, kuzeye bakan, her birinin kendine ait avlusu bulunan haremlik ve selamlık bölümlerinden oluşur. 2 katlı olarak düzenlenmiş olan konağın, dışta taş süslemeleri, iç kısımda ise ahşap üzeri kalem işi süslemeleri oldukça dikkat çekicidir. Konağın harem ve selamlığının yer aldığı doğu kısmı, 1998 yılında Etnografya Müzesi’nin taşınmasıyla müzeye dönüştürülmüştür.

    Kayseri Kalesi

    Kayseri Kalesi, iç ve dış kale olmak üzere iki ayrı yapı grubundan oluşur. Kaleye ilişkin dış surlar M.S. 242 yılında Roma İmparatoru III. Gordianus tarafından, İç Kale ise M.S. 6. yüzyılın başında Bizans İmparatoru Justiniaus tarafından inşa ettirilmiştir. Bugünkü görünümünü büyük ölçüde, Anadolu Selçukluları zamanında, Moğol saldırılarına karşı kalenin yeniden güçlendirilmesi çalışmalarıyla almıştır. 2008 yılında kalenin kültür sanat merkezi olmasına karar verilmiştir.

    Atatürk Evi Müzesi

    Kayseri merkezinde bulunan bina 19. yüzyıl sonunda ev olarak yaptırılmıştır.19-21 Aralık 1919 tarihleri arasında Mustafa Kemal Atatürk misafir edilmiştir. Bugün birkaçı ayakta kalabilen klasik Kayseri evlerinin güzel örneklerinden biridir. Ahşaptan motiflerle süslü olan çatı uçları ve cumbanın alt saçakları dikkat çekicidir.

    Ulu Cami (Cami Kebir)

    Kayseri merkez, kapalı çarşının yakınında yer almaktadır. Cami Kebir adıyla da bilinir ve ibadete açıktır. 1134-1143 yıllarında yaptırıldığı kabul edilen cami, Kayseri’nin en eski Türk-İslam yapılarındandır. Planıyla, Büyük Selçukluların cami geleneğini Anadolu’da yaşatan ilk örneklerdendir.

    Gevher Nesibe Darüşşifası ve Medresesi (Selçuklu Uygarlığı Müzesi)

    Anadolu Selçuklu Devleti zamanında H. 602 / M. 1205 yılında inşa ettirilmiştir. Yapı; tıp medresesi, türbe, şifahane ve bimarhane bölümlerinden oluşmaktadır. İki ayrı bina olarak düzenlenmiş olan şifahane ve medrese kısmı bulunur. Anadolu’nun ilk uygulamalı tıp medresesi olan yapıda su ve müzik sesiyle akıl hastalıklarının tedavi edildiği bilinmektedir. Günümüzde Selçuklu Medeniyeti’nin her yönüyle ele alındığı ve bimarhane bölümündeki uygulamaların canlandırmalarla sunulduğu Selçuklu Uygarlığı Müzesi olarak kullanılmaktadır.

    Seyyid Burhaneddin Türbesi ve Mezarlığı

    Hz. Mevlana’nın hocası, Kayseri’nin ve Anadolu’nun manevi mimarlarından olan Seyyid Burhaneddin 1166 veya 1169 yılında Tirmiz’de doğmuş ve 1244 yılında Kayseri’de vefat etmiştir. Vasiyeti üzerine vefat ettiği zaman mezarı üzerine türbe yapılmamıştır. 1894 yılında Abidin Paşa’nın teftiş maksadıyla Kayseri’yi ziyarete geldiklerinde mezar üzerine türbe yapılmasını sultana arz ettiği ve sultan II.Abdülhamid’in iradesiyle günümüzdeki türbenin yapımına karar verildiği belirtilmektedir.

    Kurşunlu (Ahmet Paşa) Cami

    Memleketi Kayseri olan Mimar Sinan tarafından 1573 yılında inşa edilen ve asıl adı Hacı Ahmet Paşa Camisi olan eser, merkezî kubbesinin kurşunla kaplı olmasından dolayı “Kurşunlu Cami” adını almıştır. Mimar Sinan’ın Kayseri’de günümüze ulaşmış tek eseri olma özelliğini taşımaktadır. Avluda sekiz sütuna basan sivri kemerlerin taşıdığı kubbeli şadırvanı dikkat çekmektedir.

    Kapalı Çarşı ve Bedesten ve Hanlar

    Osmanlı döneminde yapılan kapalı çarşılar arasında İstanbul Kapalı Çarşısından sonra en büyük kapalı çarşı olarak kabul edilen yapının 15. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Yaşanan yangın sonucu neredeyse tümü yanan çarşı taş malzeme ile yeniden yaptırılmıştır. Kayseri ticari dokusunun merkezi sayılan Kapalı Çarşı, halen yöreye özgü yiyecek ve el işlerinin yanı sıra çeşitli ürünlerin satıldığı dükkânları barındırmaktadır.

    Tarihi Talas

    Talas, arkeolojik ve tarihi kentsel değerleriyle eski bir yerleşim yeri ve yerleşkesinde yaşamın devam ettiği önemli bir tarihi yerleşim birimidir. İlçe genelinde birçok tarihi yapı ve doğal alan mevcuttur. Bunlardan bazıları Ali Dağı Yer Altı Şehri, Yaman Dede Cami, Yaman Dede Kültür ve Sanat Evi ve Ali Saip Paşa Sokağı olarak sıralanabilir.

    Surp Kirkor Lusovoriç Kilisesi

    Kilise, Ermenilerce “Tanrı’nın nuruna ilk gark olan kişi” olarak bilinen Surp Lusavoriç’e  atfen inşa edilmiştir. Anadolu'daki Ermeni kiliselerinin en önemlilerinden biridir. Kapıyı çerçeveleyen kemer içinde kilisenin 1885 yılında onarım gördüğünü gösteren Ermenice yazılı bir kitabe yer almaktadır. Geometrik ve bitkisel motifler içeren fresklerle donatılmıştır. Pandantifler İncil (Biblical) betimlemeleri, iç duvarları ise geometrik ve bitkisel motiflerle donatılmıştır.

    Yaman Dede Cami (Panaya Kilisesi)

    1886’da metropolit İonnis tarafından yaptırılmış olan kilise, 1925 yılında camiye çevrilerek ibadete açılmıştır. Orijinalinde kilise olan yapı, haçvari plan şemasında inşa edilmiştir. Mihrap ve minber eklenerek yapı camiye çevrilmiştir. Panaya Kilisesi olarak bilinen yapıya, camiye çevrildikten sonra Yaman Dede Cami adı verilmiştir. Caminin teras kısmının altında tol biçiminde düzenlenmiş dükkânlar mevcuttur. Günümüzde dükkânlar, kültürel amaçlı hizmet vermektedir.

    Tarihi Germir

    Şehir merkezine yaklaşık 6 km uzaklıktadır. Yerleşik hayat Hitit, Kapadokya, Roma-Bizans, Selçuklular ve Osmanlılar dönemini kapsayan geniş bir zaman dilimini içerisine almaktadır. Türk, Ermeni ve Rumların uzun yıllar bir arada yaşadığı Germir’de konuşulan dil her zaman Türkçe olmuştur. Germir’de 2 adet Rum kilisesi, 1 adet Ermeni kilisesi, 2 adet cami, 1 adet hamam, 1 adet sarraf, 15 adet bezirhane, 20 adet mağaza, 65 adet dükkan, 1 adet mezbaha (kanara) bulunmaktadır.

    Döner Kümbet (Şah Cihan Hatun Türbesi)

    Şah Cihan Hatun adına yapılan kümbetin inşa tarihi tam olarak bilinmemektedir. Mimari ve süsleme özelliklerinden hareketle 13. yy. son çeyreğinde inşa edilmiş olması muhtemeldir.  Taş süslemeleri Türk sanatının ihtişamını yansıtmaktadır. Kümbeti çevreleyen motiflerin benzerlik göstermesi sebebiyle, yapı etrafında döndükçe kümbetin de dönüyor algısı vermesi sebebiyle “Döner Kümbet” olarak anılmaktadır.

    Ahi Evran Zaviyesi (Müzesi)

    Zaviye, 13. yüzyılın ikinci çeyreğinde inşa edilmiştir. Bu  yapı  13.  yüzyılda  Kayseri’nin  ve  İç  Anadolu’yu oldukça etkileyen Ahilik  teşkilatının  kurucusu,  Ahi  Evran’a aittir. Anadolu’daki ilk örneklerinden olması bakımından ayrı bir öneme sahip olan yapı, bugün Esnaf ve Sanatkarlar Müzesi olarak kullanılmakta olup Türkiye’nin ilk esnaf müzesi durumundadır. Müzede Ahi Evran’a ait deri terbiye taşı ve diğer mahalli eşyalar sergilenmektedir.

    Sahabiye Medresesi

    Cumhuriyet Meydanı'nda bulunan medrese, ünlü Selçuklu Veziri Sahip Ata tarafından 1267 yılında yaptırılmıştır. Anadolu Selçuklu mimari geleneğine göre tamamen kesme taştan inşa edilen yapı taç kapısındaki  taş işçiliği ile dikkat çekmektedir. Taç kapı iki tarafında  geometrik şekiller ile işlenmiş üç geniş şerit ve onun dışında yukarıdan aşağıya bir sıra mukarnas ve dış kenarlarında da zikzaklı birer bitişik direk ile süslenmiştir.

    Mimar Sinan Evi

    Türk Mimarlık tarihinin ünlü Mimarı Sinan’ın doğum yeri olan Mimar Sinan Evi, il merkezine 27 km uzaklıkta yer alan Ağırnas Mahallesinde yer almaktadır. Dehlizleri, mağaraları, yer altı şehir kalıntıları ile Ağırnas en az 3000 yıl öncesinden günümüze gelen yerleşim birimidir. Ağırnas’ta el dokumacılığın dışında insanlar taş işleme, duvarcılık, nakkaşlık, boyacılık, sıvacılık gibi inşaat işçiliğinde de ustadır. Kasabada; Mimar Sinan’ın doğduğu evin yanı sırafarklı sivil mimari örnekleri,çeşmeler, yeraltı şehirleri ve kiliseler bulunmaktadır. Derin suları, yemyeşil tabiata sahip Ağırnas Kasabası’nın yerleşiminin % 80’inin yeraltı şehri olduğu tahmin edilmektedir.

    Ağırnas Yer Altı Şehri

    Bazı bölümlerinin milattan önce yapıldığı ve daha sonraki yıllarda da ilaveler yapıldığı, niş ve resimlerden en çok M.S 1-13. yüzyıllar arasında kullanıldığı anlaşılmaktadır. Dehlizleri, mağaraları, yeraltı şehir kalıntılarıyla Ağırnas günümüzden en az 3 bin yıl öncesinde insanların oturduğu anlaşılan bir yerleşim merkezidir. Ağırnas'ın geçmişi ile ilgili Selçuklular Dönemi'ne ait tarihi belgeler bulunmzken,  Osmanlı Dönemi'ne ait kayıtlar bulunmaktadır.

    Endürlük Kilisesi  (Agia Triada Church)

    Talas’a bağlı Endürlük mahallesinde bulunan kilise, 1831- 1835 yılları arasında yapılmış kitabesi ile günümüze ulaşmış bir Türk Ortodoks kilisesidir. 1835 yılında yapılan kiliseye adını veren üç azizin isimleri Andronikos, Provos ve Tarahos’tur. Kilisenin etrafı yüksek duvarlarla çevrili durumdadır.

    Tekgöz Köprüsü

    1202 – 1203 yılında yaptırılmıştır. Yapıldığı dönemde Kırşehir–Kayseri arasındaki ulaşımı sağlamak amaçlanmıştır. Köprü 120 metre uzunluğundadır. Kızılırmak nehrinin üzerinde bulunan köprü, kesme taştan 27 metre çapında ve 18 metre yüksekliğindedir. Köprünün büyük kemerinden dolayı halk arasında” Tekgöz” ve “Yalnızgöz” ismi ile anılmıştır.

    Ulu Cami - Bünyan

    Aktif olarak kullanılmakta olup ibadete açıktır. 1333 yılında devrin ünlü mimarlarından biri olan Kaluyan’a inşa ettirilmiştir. Güney-kuzey doğrultuda dikdörtgen bir alanı kaplar ve bazilika plânlıdır. Üzeri ahşap kirişlemeli toprak dam ile örtülüdür. Yapı dıştan masif bir görünüme sahiptir. Dikkat çeken mimarisi ile görülmeye değerdir.

    Karatay Kervansarayı - Bünyan

    638 (M.1240-41) yılında yaptırılmıştır. Neredeyse küçük bir kale görünüşüne sahip kervansarayın dış duvarları oldukça yüksek yapılmıştır. İpek Yolu’nun önemli uğrak noktalarından biridir. O dönem kervanların konaklaması için yaptırılmıştır. Yazlık ve kışlık olarak 2 bölümden oluşmaktadır. Yazlık bölümde servis mekanları ve revaklı bölüm mevcut. Kışlık bölümü ise tek başına tamamen kapalı bir alandır. Hamamı ve mescidi bulunmaktadır. Ayrıca mimarisinde sanat tarihçilerinin ilgisini çeker nitelikte önemli süslemeler de yer almaktadır.

    Sultanhanı Kervansarayı - Bünyan

    Sultanhanı Kervansarayı Kayseri’ye 47 km uzaklıkta Bünyan ilçesindedir. 1232-1236 yıllarında inşa edildiği düşünülen bu eser, Selçuklu mimari tarzının en güzel örneklerinden birini oluşturmaktadır. Yapı, kervanların konaklaması esnasında ihtiyaçlarının karşılandığı yazlık ve kışlık olarak 2 bölümden oluşmaktadır. Bunlardan kuzey taraftaki bölüm yazlık, güney taraftaki bölüm ise kışlık bölümünü oluşturmaktadır.

    Fraktin Kaya Kabartması

    Develi ilçesinin Ferhattin köyü yakınında, Karasu ırmağı kenarında bir kaya üzerine işlenen kabartmalardır. Burada iyi korunmuş iki parçada kral ve kraliçenin tanrı ve tanrıça huzurunda libasyon yapmaları tasvir edilmiştir. Kabartmalardan birinde, büyük hiyerogliflerle kraliçenin ismi ülkesiyle birlikte yazılmıştır. Anıtın sağ tarafında yer alan kraliçenin tasviri daha uzun olup, tanrıça figürü kraliçeden daha kısadır. Ayrıca kralın tasviri de kısa yapılmıştır. Kraliçe Puduhepa diğer tasvirlerden daha yüksekte dururken oturan tanrıça bacaklarım uzatmış halde görülür. Kraliçenin üzerindeki hiyeroglif yazıt, kralın üzerindeki yazıttan iki kat büyük gözükür. Bu farklılıkların iki ayrı heykeltıraş grubu tarafından farklı zamanlarda yapıldığı şeklinde yorumlanmıştır.

    Sıtmapınar Çeşmesi

    Felahiye ilçesinde bulunan yapı Romalılar Dönemi’nde inşa edilmiş olup günümüzde de aktif olarak faaliyet göstermektedir.

    Roma Anıtı

    Felahiye ilçesi Kazıklı mevkiinde bulunmaktadır. M.S.2-3.yüzyıllarda yapılmıştır. Yapı kuzey-güney doğrultuda dikdörtgen bir eserdir. Güney cephesi ortasına açılan bir kapıdan girilmektedir. Yapının doğu, batı ve kuzey duvarları yuvarlak kemerli birer pencere ile boşaltılmıştır.

    Zamantı Kalesi ( Melikgazi Kalesi)

    Zamantı  Kalesi, Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesindeki Melikgazi köyündedir. Bizans döneminde Zamantı ile Elbistan yollarını kontrol altında tutmak amacı ile yapılmıştır. Bizanslıların bölgedeki hakimiyetini kaybetmesinden sonra sırasıyla Danişmendliler, Selçuklular ve Osmanlılar zamanında da  kullanıldığı ve onarıldığı izlerden anlaşılmaktadır. Zamantı Kalesi, bulunduğu yerdeki kalkerli kayalar ile bütünleşmiş bir yapıdır. Yapıya zaman içinde farklı kültürlerin etkisinde eklemeler yapıldığı anlaşılmaktadır.

    Şahruh Köprüsü

    Kayseri ili, Sarıoğlan ilçesi, Karaözü Kasabası’nda bulunmaktadır. Günümüzde aktif kullanılmaktadır. Yapım yılı tam olarak bilinmemekle birlikte 1480 yıllarda yaptırıldığı düşünülmektedir. Uzunluğu 155 m eolan köprü 8 gözlü olarak tasarlanmıştır.

    İmamkulu Anıtı           

    Kayseri’nin Tomarza ilçesinde bulunmaktadır. Anıt İmamkulu mevkiinde bir kaya çıkıntısı olarak MÖ 13. Yüzyıla tarihlenen Hitit döneminin Kizzuwatna'sına gidilen yolun üzerindeki anıtlardan biridir. Kral/prens betiminin önünde, başları öne eğik üç dağ tanrısının sırtlarına basan Fırtına-Hava Tanrısı, iki boğa koşulu (Hum ve Seni) arabasına sol ayağını basar durumda gösterilmiştir.  Bu kaya kabartması üzerinde Fırtına Tanrısı, Üç Dağ Tanrısı tasvir edilmiştir. Sol tarafta, diz boyu elbisesi ve ucu kıvrık pabuçlarıyla sol elinde bir mızrak, sağ elinde omzuna asılan yay ile duran bir kral tasviri yer almaktadır.

    Tomarza Kilisesi (Surp Boğos Bedros Kilisesi)

    Tomarza ilçe merkezinde bulunmaktadır. 1835 yılında yapılmıştır. Duvarlarından taşlar dökülmüş olmasına rağmen yapı ayaktadır. Doğu-batı doğrultuda inşa edilmiş olan kilisenin narteksi yoktur. Dönemi yansıtan freskler ile apsis kemerinde Ermenice yazılar görülmektedir.

    Erdemli Vadisi

    Kayseri’ye 65 km. uzaklıktadır. Erdemli (Erdemesin) Vadisi Bizans döneminde önemli bir yerleşim yeri olarak bilinmektedir. Vadinin bağlı bulunduğu Yeşilhisar ilçesi Bizans döneminde “Kyzistra” olarak anılmaktadır. Erdemli Vadisi yaklaşık l km olup, sekiz kaya kilisesi (Kilise Cami, H.Eustathios Kilisesi, Çift Apsisli Gömü fiapeli, H.Nikolaos Kilisesi, H.Mikhael Kilisesi, Oniki Havari Kilisesi, Kırk Martir Kilisesi, Tek Nefli Kilise) ile bir saray yapısını içermektedir.

    Soğanlı Örenyeri

    Kaya kiliseleri ve mağaraların bugünkü evler ile iç içe girdiği bir vadi içerisinde yer almaktadır. Soğanlı Roma Dönemi’nden itibaren yerleşim alanı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Vadi yamaçlarında yer alan Kaya Mekanları’nı Romalılar mezarlık, Bizanslılar kilise olarak kullanmışlardır. Soğanlı M.S. IV.yüzyıldan itibaren Hristiyanlığın Kapadokya’daki merkezlerinden biri olmuş ve önemini VII ve VIII. yüzyıllarda da sürdürmüştür. Soğanlı’da kayaya oyulmuş pek çok kilise ve manastırlar dışında binlerce güvercinlik, mağara ve barınaklar da mevcuttur. Tüflerin üzerinde kurulu olan Soğanlı’da, 50’ye yakın kaya kilisesi ve mağara mevcut olup, ayrıca peri bacalarının güzelliği de meşhurdur. Mağara ve kiliselerde mezarlarda Hz. İsa ve havarilere ait resimler bulunmaktadır. Soğanlı’da Yer Alan Önemli Kiliseler: Karabaş Kilisesi, Kubbeli Kilise, Tahtalı (Azize Barbara) Kilise, Yılanlı Kilise, Saklı Kilise, Tokalı Kilise, Ballık Kilise ve Geyikli Kilise sayılabilir.

    Güzelöz ve Başköy Mahalleleri – Aziz George Kilisesi

    Vadi kenarlarında yer alan Güzelöz ve Başköy Mahalleleri tarihi kilise ve kaya oyma mekanları önemli yerlerdendir. Başköy mahallesi eşsiz doğa manzarası ve tarihi yapılarından birisi olan Aziz George Kilisesi ile bölgenin önemli tarihi alanlarından birisidir.

    Kayseri Şehir Kütüphanesi (Meryem Ana Kilisesi)

    Mimarisindeki detaylar sebebiyle 19. yüzyılda inşa edilmiş olduğu düşünülen kilise yapısının önceden fresklerle süslü olduğu bilinmekte olup günümüzde bu süslemelerin üzeri düz renklerle boyanmıştır. Bugün sağlam durumdaki kilise Şehir Kütüphanesi olarak hizmet vermektedir. Türkiye’nin kiliseden çevrilen ilk ve tek kütüphanesidir.

    Kale Cami (Fatih Cami)

    Kayseri İç Kalesi’nin kuzeybatı köşesinde inşa edilmiştir. Fatih Cami olarak anıldığı gibi Kale Cami olarak da bilinir. Banisi Fatih Sultan Mehmet’tir. Caminin kitabesi olmadığı için inşa tarihi bilinmemektedir. Fatih Cami; Kayseri iç kalesinin kuzeybatı köşesine doğru sırtını kale duvarına dayayarak inşa edilmiş kare planlı, kesme taştan yapılmış kubbeli bir camidir. Dört duvar üzerine oturtulmuş tek kubbeli planı ile erken dönem Osmanlı mimarisinin örneklerinden biridir.